Uçmayı Bilmeyen Uçurtma (Kafiyeli)

UÇMAYI BİLMEYEN UÇURTMA

Bir varmış bir yokmuş. Bir uçurtma varmış, ama rüzgar esmediği için uçamazmış. Daha doğrusu uçmayı bilmezmiş. Onunla alay etmesinler diye böyle söylermiş. Sonra menekşeden bir ses işitmiş: ‘’Eğer bize su verirsen, sana rüzgar estiririz.’’ E uçurtma da çiçekleri severmiş, onlara bir bardak su vermiş. Çiçekler teşekkür edip rüzgar estirmiş. Uçurtma teşekkür etmiş. Ama uçmayı bilmediği için bir o yana bir bu yana gitmiş. Bir şahinden yardım istemiş. Ona da yılan gerirmiş. Uçmayı  öğrenmiş, göklerde süzüm süzüm süzülüvermiş. Ama bu uzun sürmemiş. Çiçekler rüzgarı çok hafif estirmiş. Ama sonra rüzgarlı bir vadide uçmuş. Artık uçmaya doymuyormuş.

SON

Tema Kararı :)

Sevgili ziyaretçilerimiz,

Aldığımız bir karara göre ayın teması (Yılbaşı, bayramlar, doğum günümüz, vb.) ne ise ona uygun olarak sitemizi dekore edeceğiz.

Bu arada, Kasım ayının 30’unda doğum günümüz olacak!

İyi içerikler okumanız ve tebessüm etmeniz dileğiyle……

Ecrin Nur Özgür (Site Sahibi)

Çanakkale

Çanakkale’de 18 Mart’ta,

Şehitlerin olduğu yer Boğaz’da

Düşman top attı,

Ama Türkiye’m kazandı.

Onlar silahlarına güvendi,

Bizim güvenimiz sadece iman ve cesaretti.

Gökkuşağı Evi

Gökkuşağı güzeldir

Renkleri sevimlidir.

Hayal gücümüzü kullanıp

Bir ev çizelim

Bu evi sevelim

Yanında bir büyü var sanki

Ve bir kuğu gölü

Bugün sanki sevgi günü

Bu ev benim değil,

Can öğretmenim sen hep çok sevil.

Rengarenk Çiçekler

Biz çok benzeriz

Birbirimizi Severiz

Bazen en yakın dostuz,

Hatta bazen kardeşiz

 

En sevdiğim besteleri

Hayran olduğum bilimi

Bizlere armağan edenler

Sizin gibi özeldi

 

Aramızdaki farkları

Aslında hiç önemsemeyiz

Bizler aynı bahçenin

Rengarenk çiçekleriyiz

 

Ecrin Nur Özgür

11.04.2016

(Otizmli arkadaşlarımıza özeldir.)

Mustafa Kemal’in Fedakarlığı

Mustafa Kemal Fevzi Paşa ile birlikte cepheye hareket etti. Karargâhını Ankara’nın seksen kilometre kadar güneybatısında, demiryolu üzerindeki Polatlı’da kurmuştu. Buraya varınca, atıyla, çevreye hâkim bir tepe olan Karadağ’a çıktı; attan inerek düşmanın izlemesi muhtemel olan hücum yönünü görmek istedi. Tekrar atına binerken Mustafa Kemal şiddetle yere düştü. Kaburga kemiklerinden biri kırılmıştı; bir an için, ciğerlerim sıkıştırarak, nefes almasına ve konuşmasına engel oldu. Yanındaki doktor, kendisini ciddi şekilde uyardı: – Devam ederseniz hayatınız tehlikeye girer.

Mustafa Kemal:
– Savaş bitsin, o zaman iyileşirim, diye yanıt verdi.
Tedavi için Ankara’ya döndü. Fakat yirmi dört saat sonra yine cephedeydi. Yarası ona acı veriyordu; güçlükle yürüyebiliyor, çok kez bir masaya dayanarak dinlenmek zorunda kalıyordu.

Unutamayacağımız Bazı Savaşlar Ve Antlaşmalar

Trablusgarp Savaşı (1911)

İtalyanlar ve Osmanlı Devleti arasında oldu. Bingazi, İtalyanlar’a teslim edildi.  Osmanlı, Bingazi’ye asker gönderemiyordu. Atatürk buraya gazeteci olarak gidiyor ve ilk askeri başarısı burada oluyor.

Uşi Antlaşması (1912)

Bingazi, İtalyanlar’a bırakıldı.

Balkan Savaşları (1912)

Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Karadağ Osmanlı’ya savaş açtı. Bu 4 devlet, bağımsızlıkları için savaş açtı. Osmanlı Devleti, yetersiz mühimmat ve asker yüzünden kaybetti.

Londra Antlaşması (1912)

Osmanlı Devleti, balkanlardan çekiliyor.

O, Unutamayacağımız Ve Unutmayacağımız Kahraman! O, Hasan Tahsin!

Hasan Tahsin

Asıl adı Osman Nevres’dir. Hasan Tahsin 1888 yılında Selanikte doğdu. Mustafa Kemal Atatürk’ün de okuduğu Şemsi Efendi Okulu’nda öğrenim gördü. Daha sonra Selanik Feyziye Mektebi’ne yazıldı. Buradan mezun olduktan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından burs verilerek Paris Sorbonne Üniversitesi’ne gönderildi.

Bu okulda siyasal bilimler alanında eğitim aldı. Pariste okuduğu dönemde, Trablusgarp’ı işgal etmiş olan İtalya’yı protesto etmek amacıyla, Mısırlı öğrenci lideri Şeyh Dayef ile birlikte mitingler organize etmiştir.

Hasan Tahsin, kendisine burs sağlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti adına Pariste görev yapmıştır. Aynı dönemde, Teşkilat-ı Mahsusa adına da bir takım vazifeler üstlenmiştir.

İngilizler adına çalışan ve dönemin Osmanlı yönetimine karşı uygulamalarda bulunan Buxton kardeşlere, Bükreş’te bulunan bir tünelde suikast düzenleyen Hasan Tahsin, 10 yıl hapis cezasına mahkum edildi.

1916 yılında Almanlar’ın Balkan ülkelerine girmesi sonucu, Bükreşten salıverilen Tahsin, İstanbula dönmüştür. Ülkesine dönen Hasan Tahsin, verem tedavisi için İsviçreye gitmek zorunda kalmış, bu süreçte de tanınmak için, Osman Nevres yerine Hasan Tahsin ismini kullanmak zorunda kalmıştır. Bu dönemden sonra, ölümüne kadar adı bu şekilde kalmıştır.

Anadolu’nun işgalinin ardından, yurt genelinde kurulan direniş cemiyetleri, İzmirde de kendini göstermekteydi. “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” adının verildiği bir dernek, İzmir’i Yunanlılara teslim etmek istemeyen vatandaşlar tarafından kurulmuştu. 14 Mayıs 1919’u 15 Mayıs 1919’a bağlayan gece, çok sayıda İzmirli, Maşatlık Meydanı’nda toplanmıştı.

Meydanda toplanan binlerce insana hitap eden isimlerden biri, dönemin belediye başkanı Hacı Hasan Paşa; bir diğeri ise, “Hukuk-u Beşer” gazetesinin başyazarı olan, Hasan Tahsin’di. Bu iki önemli isim, İzmir halkını direnişe davet ediyorlardı.

Hasan Tahsin,  tarihe geçen şu sözleri söyledi:

“Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var!”

Konuşmalardan sonra, hemen o gece, Hasan Tahsinin önderliğinde hazırlanan direniş bildirilerinde, İzmir halkının düşmana karşı birlik olması, isyan etmesi ve kendini göstermesi gerekliliği vurgulanmaktaydı.

15 Mayıs 1919 günü sabah saat 7.30 sıralarında, Hasan Tahsin, Konak Meydanı’nın Kordonboyu kısmında, koyu renkli takım elbisesini giymiş vaziyette bekliyordu. Sabah saat 9’a doğru, Pasaport Limanına Yunan gemileri çıkarma yapmaya başlamıştı. Yerli Rumlar, ellerinde Yunan bayraklarıyla orduları karşılıyor, gemilerden inen askerler işgal edecekleri mahallelere dağılmak üzere hazırlanıyorlardı.

Yunan askerlerinin yürüyüşleri başladığı esnada, Hasan Tahsin bir anda kalabalığın arasından sıyrılarak ön tarafa geçti. Tahsin’in yüksek ve gür bir sesle; “Olamaz, olamaz! Böyle ellerini sallaya sallaya giremezler!” şeklinde bağırdığı duyuldu.

Daha sonra, Tahsin silahı ile düşmana ilk kurşunu sıktı. İlk anda, Basile Delaris ve Jorj Papakostos isimli, Efsun Alayından iki askeri öldürdü. Bu ateşin ardından, Yunan askerleri tarafından süngülerle öldürülen Hasan Tahsin, o sırada henüz 31 yaşındaydı.

Hasan Tahsin’in attığı bu ilk kurşun, Anadolunun genelinde büyük yankı uyandırmıştı. Aydın, Denizli ve Balıkesir yöresinde, işgale karşı direnişin fitilini ateşledi. Bir rivayete göre, Çerkez Ethem, efeleri işgale karşı topladığı bir gün, Demirci Efe yerinden fırlayarak şunu söylemiştir;“Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!”

1973 yılında, Konak Meydanındaki İzmir Büyükşehir Belediye Binasının hemen yanına, “Hasan Tahsin, İlk Kurşun” anıtı ve heykeli yapılmıştır. Genel kabul görmüş, ancak doğruluğu kanıtlanmamış bilgilere göre, Hasan Tahsin’in cenazesi, ailesi tarafından Harmandalı’da bir çiftliğe gömülmüştür ancak gıyabi mezarı İstanbul’da yapılmıştır.

Bilgi Yağmuru

Kaju çerezi  aslında kaju meyvesinin sapıdır.

Mavi balina en fazla bir greyfurt yutabilir.

Su aygırının sütü pembe renklidir.

Erkekler güneşli günlerde şiddete daha eğimlidirler.

Dişi battaniye ahtapotu erkek battaniye ahtapotundan 40.000 kat büyüktür!

Peynir ve bitter çikolata diş çürümesini önler.

Kanın tüm vücudümüzü  dolaşması yalnızca 23-22 sn. sürüyor.

Bilginize Bilgi Katacak İlginç 16 Bilgi

Bir yıldırım ile 100.000 adet ekmek kızartılabilir.

İnsanlar derin uykuda koku alamaz.

Bir salyangozun dünyayı dolaşması 4575 yıl sürer.

Filler parmak uçlarında yürürler çünkü ayaklarının arkası sadece yağdan oluşur.

Çinlilerin ve japonların gözleri aslında çekik değildir. Göz kapaklarının 2. kıvrımı gözlerinin üzerine daha iniktir.

Bir çay kaşığı bal, 12 arının hayatları boyunca ürettikleri bala eşittir.

Dünyanın çekirdeği 5700 santigrat derecedir, ki bu da güneşin sıcaklığıyla aynıdır.

Her köpeğin burun izi farklıdır.

soğuk bir odada uyuyanların kabus görme ihtimali daha yüksektir.

Güneş Sistemi’ndeki en yüksek dağ Mars’ta bulunur.

İnsan beyini saniyede 11 milyon bilgi parçacığı algılar. Ancak bunların %60’ını umursamaz.

Ağlarken burnumuz akar. Çünkü göz yaşlarının birazı dışarı, birazı da içeri; yani burnumuza gider.

Dünyada bayrağı tek dikdörtgen olmayan ülke Nepal’dir.

Araştırmalara göre ailede ilk doğan çocuğun IQ’su, ikinci doğan çocuktan daha yüksektir.

Kurşun kalem ile elinizi hiç kaldırmadan bir çizgi çekseniz kalem bittiğinde çizginin 55 km. olduğunu görürsünüz.

Çenemiz tüm dişlerimizi kırabilecek kadar güçlüdür. Fakat beyin buna asla izin vermez.